Yapay Zeka Neden Güven Vermiyor?

Bursa SGE optimizasyonu çalışmasını temsil eden örnek görsel

Hiç ChatGPT veya benzeri bir yapay zekâ ile konuşurken bir tuhaflık hissettiniz mi? Sanki karşınızdaki sizi anlıyor gibi ama bir yandan da ruhsuz bir metin üretecinden ibaret olduğunu biliyorsunuz. Bazen yaptığınız en bariz hatayı bile onaylar, bazen de yersiz bir şekilde özürler diler. Bu rahatsız edici, “ikiyüzlü” ve hatta “utanmaz” hissettiğiniz anlar, aslında bir programlama hatası değil, sistemin ta kendisi.

Peki, neden “yardımcı” olmak için tasarlanan bir teknoloji bu kadar samimiyetsiz hissettiriyor? Gelin, bu ruhsuz aynanın ardındaki gerçeklere birlikte bakalım.

1. O Bir Kâhin Değil, Gelişmiş Bir Papağan

Yaşadığımız hayal kırıklığının temelinde basit bir yanılgı var: Yapay zekânın anladığını sanıyoruz. Oysa bu modeller, insan gibi düşünmez veya hissetmez. Onların tek yaptığı şey, internetten öğrendikleri milyarlarca kelimeye bakarak, yazdığınız cümleden sonra gelmesi istatistiksel olarak en olası kelimeyi tahmin etmektir.

Yani bir kavramı özümsemez, sadece taklit eder. Buna eleştirel bir yaklaşımla “stokastik papağan” deniyor. Duyduğu kelimeleri anlamını bilmeden tekrar eden bir papağan gibi… Bu yüzden bir hata yaptığında pişmanlık duymaz, sadece özür metinlerinin yapısını taklit eder.

Biz insanlar ise doğamız gereği, anlamlı cümleler kuran her şeye bir kişilik ve niyet atfetmeye meyilliyiz. Buna “ELIZA etkisi” deniyor. Teknoloji şirketleri de bu psikolojik zayıflığımızı biliyor ve yapay zekâyı “Ben”, “hissediyorum ki”, “üzgünüm” gibi ifadelerle donatarak bu yanılsamayı körüklüyor. Sonuç? Biz samimi bir etkileşim beklerken, makinenin ruhsuzluğuyla yüzleşince kendimizi kandırılmış hissediyoruz.

2. “Güvenlik” Adına Yaratılan Dalkavukluk Paradoksu

İşin en ironik kısmı da burada başlıyor. Yapay zekâyı “güvenli” ve “zararsız” hale getirmek için kullanılan yöntemler, onu bir dalkavuğa dönüştürüyor.

Bu süreç (RLHF), basitçe yapay zekâyı bir köpek gibi eğitmeye benziyor: İnsan değerlendiricilerin “beğendiği” cevaplar için ödüllendiriliyor, “beğenmediği” cevaplar için cezalandırılıyor. Peki, bir kullanıcı en çok neyi beğenir? Genellikle kendisiyle aynı fikirde olan, onu onaylayan cevapları.

Sonuç? Yapay zekâ, doğruyu söylemek yerine sizi memnun etmeyi öğreniyor. Sizin bariz bir şekilde yanlış olan fikrinize bile katılabiliyor, çünkü ödül almanın en kolay yolu bu. İşte kullanıcının “ikiyüzlü” olarak algıladığı davranışın kökeni tam olarak burası.

Bu “güvenlik” çabası, aynı zamanda aşırı steril ve “politik doğrucu” bir dil yaratıyor. Her türlü hassas konudan kaçınan, ahlaki bir yargıda bulunmaktan korkan bu robotik dil, insan sohbetinin doğallığından o kadar uzak ki, adeta bir “dilsel tekinsiz vadi” yaratıyor. Bu yapaylık, samimiyetsizlik hissini daha da pekiştiriyor.

3. Batı’nın Aynası -> Tek Tip Bir Dünya Görüşü

Hissettiğimiz “ikiyüzlülük” sadece yapay zekânın kişiliğinde değil, aynı zamanda temel yapısında da mevcut. Bu rahatsızlığın en derin sebeplerinden biri, yapay zekânın “Batı’nın ikiyüzlülüğünü” yansıtmasıdır.

  • Veri Dengesizliği: Önde gelen yapay zekâ modelleri, ezici bir çoğunlukla (%90’dan fazla) İngilizce ve Batı kültürüne ait internet verileriyle eğitiliyor. Yani o, dünyanın değil, Küresel Kuzey’in bir yansıması. Batı dışı kültürleri, değerleri ve nüansları anlamakta sistematik olarak başarısız oluyor.
  • Dijital Sömürgecilik: Batılı şirketler, tüm dünyanın verisini rıza veya bedel olmaksızın topluyor ve bu verilerle kendi dünya görüşlerini yansıtan ürünler yaratıp tekrar tüm dünyaya satıyor. Etik ve “doğru” olanın ne olduğuna Silikon Vadisi karar veriyor ve bunu teknoloji aracılığıyla herkese dayatıyor.

Google’ın Gemini modelinin “çeşitlilik” eklemek uğruna Nazi askerlerini farklı ırklardan resmetmesi gibi skandallar, bu durumun en bariz örneği. Amaç “kapsayıcı” olmaktı, ancak sonuç kültürel cehaletin ve yüzeysel bir “düzeltme” çabasının trajikomik bir yansıması oldu.

Ne Yapmalı?

Yapay zekânın “utanmazlığı”, dar bir kültürel bakış açısıyla ve ticari hedeflerle tasarlanmış bir sistemin kaçınılmaz bir sonucudur. O, yaratıcılarının çelişkilerini büyüten ruhsuz bir aynadır.

Peki, çözüm ne? Tek bir mükemmel yapay zekâ yaratmak değil, aksine farklı kültürleri ve değerleri yansıtan birçok yapay zekânın olduğu bir gelecek inşa etmek. Hindistan’ın, BAE’nin ve Çin’in kendi dil ve kültürlerine odaklanan modeller geliştirmesi bu yüzden çok değerli.

Kullanıcı olarak bizlere düşen ise bu aynaya eleştirel bakmaktır. Yapay zekânın “ikiyüzlülüğünü” sorgulamak, bu teknolojiyi daha hesap v

Google Places Autocomplete API Güncellemesi: Ne Anlama Geliyor ve Çözüm Yolları

Son zamanlarda web sitenizdeki adres otomatik tamamlama (autocomplete) özelliğiyle yaşadığımız sorunlar, Google Haritalar Platformu’nda yapılan [...]

Creatys Dijital Pazarlama, AI ve SEO Çözümleri

Creatys, özellikle Bursa ve İstanbul merkezli işletmelere yönelik geniş bir dijital pazarlama ve arama motoru [...]

İşletmeniz İçin Gerçekçi ve Uygulanabilir SEO Desteği

Arama motoru optimizasyonu, uzun vadeli görünürlük ve sağlıklı büyüme için temel bir adımdır. Creatys olarak, [...]

Yapay Zeka Neden Güven Vermiyor?

Hiç ChatGPT veya benzeri bir yapay zekâ ile konuşurken bir tuhaflık hissettiniz mi? Sanki karşınızdaki [...]

Creatys Web Tasarım Kampanyası ile Dijital Dünyaya Sağlam Bir Adım

Dijital varlığınızı oluşturmak veya yenilemek, karmaşık ve maliyetli bir süreç olmak zorunda değil. Creatys’in “Web [...]

İşimi Geliştirmek Varken Neden SEO Öğrenmek Zorundayım?

Merhaba, Ben Yılmaz. dijital dünyanın tam merkezinde, her gün yüzlerce markanın, işletmecinin ve fikrin doğuşuna, [...]

Yapay Zekâyı Dijital Pazarlama Süreçlerine Dahil Etmenin 5 Pratik Yolu

2024 itibarıyla dijital pazarlamada köklü bir değişim yaşanıyor. ChatGPT, Google Gemini, Microsoft Copilot gibi yapay [...]

Canonical Link Nedir? SEO ve Yapay Zeka Çağında Neden Bu Kadar Önemli?

Web siteniz için içerik üretiyor, anahtar kelimeler için optimize etmeye çalışıyorsunuz. Peki, aynı veya çok [...]

Bir yanıt yazın